Yazın Atölyesi



Yazı nasıl hazırlanır?

Herhangi bir paragrafı yazarken pek çok kişi yardıma ihtiyaç duyar. Bir paragrafı nasıl yazacağınızı bilmiyorsanız, bunu yapmak sizin için çok zor olacaktır. İşte burada bunu daha kolay nasıl yapabileceğinizi anlatmaya çalışacağız:

Paragraf Yazmaya Giriş

Bir paragrafı yazmaya başlamadan önce iki şeye karar vermelisiniz. Ne konuda yazıyorsunuz? Ne demek istiyorsunuz? Paragrafın amacı sadece bir düşünceyi anlatmaktır. Pek çok paragraf birbiriyle alakalı 5-7 cümleden oluşurlar.

Başarılı bir paragraf yazmanın ilk kuralı bir plan yapmaktır. Burada yapılması gereken en önemli şey yazma işini basit ve kısa basamaklara ayırmaktır:

  • Paragrafın Konusu

Paragrafın konusu karalama kâğıdına yazın. Konuyu netleştirebilmek için bir iki kelimeyle konunuzu yeniden ifade edin. Ne konuda yazdığınızı yeniden net bir şekilde ortaya koyun.

  • Paragrafın ilk Örneğinin Yazılması

Beyin fırtınası yaparak işe başlayın. Beyin fırtınası tekniğinde tam ve anlamlı cümleler yazmanıza gerek yoktur. Beyin fırtınası basit kelime ve cümleciklerle fikirleri ortaya koymayı gerektirir.

Paragrafın ilk taslağının oluşması sırasında konu hakkında kendinize sorular sormak sıkça kullanılan bir tekniktir.

Aşağıda kendi kendinize sorabileceğiniz bazı sorular bulunmaktadır:

Bu konu hakkında neler biliyorum? Bu konunun benimle ne ilgisi var? Bu konu hakkında neler, severim ya da sevmem? Bu konuyu en iyi anlatan kelimeler nelerdir?

Her bir soruya kısa kısa cevap verebilirsiniz.

Paragrafın Gövde Kısmını Oluşturmak

Şu ana kadar yazdığınız tüm kelimeleri ve cümlecikleri tekrar okuyun. Daha sonra, düşüncelerinizi bir sıraya koyun yani organize edin. Beyin fırtınasından çıkan ilgisiz fikirleri ayıklayın. Eklemek istediğiniz yeni bazı fikirler varsa bunları ekleyin. Tüm bunların ardından fikirlerinizi hangi sırayla vereceğinizi kararlaştırın ve paragrafınızı yazmaya başlayın.

İlk Nüshanın Yazılması

Yazma zamanı geldiğinde pek çok kişi kendini gergin hisseder. Bu zaman kadar söylediklerimizi yaptıysanız bundan sonra tek yapmanız gereken fikirleriniz cemlerle dökmektir.

  • Konu Cümlesi (Topic Sentence)

Konuyu net ve açık olarak ortaya koyan ve paragrafın neden yazıldığınız veya konusunun ne olacağını okuyucuya sezdiren cümledir. Genellikle paragrafın ilk cümlesi konuyu açıkça ortaya koyar. 

  • Paragrafın Gövdesi

Beyin fırtınasında ortaya çıkan düşünceleri yeniden ele alın ve her bir fikri cümlelere dönüştürün. Cümlelerinizi gerçeklerle ve örneklerle destekleyin.  

Unutmayın ki paragrafın gövde kısmı okuyucu ile fikirlerinizi paylaştığınız bölümdür.

  • Sonuç cümlesi

Paragrafınızda savunduğunuz düşünceyi çok kısa özetleyen ya da konuyu sonlandıran bir cümle yazılmalıdır.


Gözden Geçirme ve Kontrol

Buraya kadar paragrafın ilk örneği yazıldı. Nerdeyse işi bitirmek üzereyiz. Her yazı parçası gibi paragraf da yazıldıktan sonra geliştirilebilir. Bunu yapmanın yolu da yazdıklarınızı gözden geçirmektir.

Paragrafı gözden geçirirken;

  1. Yüksek sesle kendi kendinize okuyun.
  2. Kendinize bazı sorular sorun:
  3. Paragraftaki cümleleri sıralaması uygun mu?
  4. Cümleleri daha anlamlı kılmak için cümlelere ekleme yapılmalı mı?
  5. Cümleler arasında mantıksal bağlantılar kurulmuş mu?
  6. Konu cümlesi uygun olarak yazılmış mı?
  7. Sonuç cümlesi uygun mu?

Bu soruların rehberliğinden en az iki düzeltme yaparsınız paragraf çok daha iyi hale gelecektir.

Kontrol Etmek İçin Oku

Paragrafı detaylıca ve dikkatlice okumaktan ibarettir. Bu kısımda; kelimeleri yazılışı, cümlelerde düşüklük olup olmadığı kontrol edilir.

Yazı, etkileyici olmalıdır


Sorunu ortaya koymuş olmak tek başına yeterli bir unsur değildir. Elbette bu esastır ama yeterli değildir. Konuyu kitleler açısından mümkün olduğunca etkili, sarsıcı, çarpıcı olacak şekilde ortaya koyabilmeliyiz.


Bunu sağlayacak en temel unsurlardan biri, sorunun en çarpıcı, en önemli yanını öne çıkaran, vurguyu onun üzerine yoğunlaştıran bir üslup geliştirmektir.

Her sorunun mutlaka birçok yönü vardır. Ama her yönü ele almak, hepsine birden değinmeye çalışmak, ortaya karmaşık, ne söylediği, ne önerdiği hemen anlaşılmayan bir metin çıkarır.

Sorunu "bütünlüklü" olarak ortaya koymak elbette gereklidir, ama bütünlüklü olmasını, konuyla ilgili tüm bağlantılara değinmek biçiminde yorumladığımızda, metin o zaman temel vurgularını kaybedecek, mesele kalabalıklaşacaktır.


Bir metnin etkili olmasının bir diğer yönü, insanların duyarlılıklarını yakalayabilmektir. Bu bazen etkili tek bir kelimededir. Bazen bir sorudur. Bazen bir hükümdür. Bazen bir slogandır. Bazen egemen sınıfların söylediklerinden bir alıntıdadır.


Bunun herhangi birini mutlaklaştıramayız. Mutlaklaştırırsak, kendi kendimize yazılarımızı kısırlaştırmış oluruz. Sorun, her konu, her yazı özelinde en etkileyici yanı bulabilmektir.


Bir yazıda olmaması gerekenler


Emek harcamamak, araştırma yapmamak, "ben yazı yazamam" diye kendine güvenmemek, mükemmeliyetçilik; bunlar, yazma eyleminde karşımıza çıkan en önemli zaaflardandır.

Emek meselesi, elbette sadece yazma eylemi için değil, her konuda geçerlidir. Emek harcanmadan, kafada üzerinde yeterinde yoğunlaşıp şekillendirmeden, çalakalem yazılan bir metin, kuşku yok ki, kendini ele verecektir.


Yukarıda da belirtmiştik, bir yazı yazarken, bir ön hazırlık ve ardından bir taslak çalışma yapmadan hazırlanacak yazılar eksik olacaktır. Özellikle pratik gelişmelere hızla cevap vermemiz gereken yazılarda… buna elbette her zaman geniş fırsat bulamayabiliriz. Ama bu da bir bakış açısı meselesidir. Süre kısa da olsa yine de bir hazırlık yapabiliriz. En azından kısa bir süre içinde de olsa, yazının taslağını, biçimini çıkartacak tarzda düşünmek, en yakınımızdakilerin görüş ve önerilerini almak yapılabilir.


Okuyucunun duygularında, düşünce yapısında, bilgi düzeyinde bir gelişme yaratmayan bir yazı, emek verilmemiş, yüzeysel bir yazıdır ve bu noktada, şu soru gelir gündeme: "Hiçbir şey öğrenmeyeceksek, hiçbir yeni duygu yaşamayacaksak, kafamızda hiçbir soru işareti oluşmayacaksa, estetik duygularımızı tatmin etmeyecekse bir yazıyı ne diye okuyalım?"

Yazıda en önemli unsurlardan biri, yazacağımız konuda, imkân olduğu ölçüde bir araştırma, bir tarama yapılmalıdır. 'Kafadan' yazmak, genellemek, geçiştirmek, cepten yemek, bilgilerin sağlamasını yapmadan kullanmak, yazılarda hem yüzeyselliğe, hem ciddi yanlışlara yol açar.

Yazı, özendir! Onu elimizdeki öldürücü bir silah, ikna edici bir araç olarak görmeliyiz. Yanlışı onunla teşhir edeceğiz, haklıyı onunla aydınlatacağız. Bu anlamda, emek, özen şarttır. "Biz yazarız okunur, biz konuşuruz dinlenir, biz asarız bakılır" mantığıyla hareket edemeyiz. Muhtevasıyla, sloganlarıyla, rengiyle, büyüklüğüyle hepsini ince ince düşünüp hesaplamalıyız. Nasıl yaparsak etkili olur? Nasıl yaparsak meramımızı tam anlatmış oluruz?


Başlık ve alt başlıklar, yazının kolonlarıdır


Her yazı türünün başlık biçiminde kendine özgü yanları vardır, ama şunu hepsinde ortak bir nitelik olarak belirtebiliriz: Başlık; içeriği yansıtmalıdır.


Başlıkların düzlüğü, kabalığı, o yazı ve o konu üzerinde harcanan emeği de az çok yansıtır.

Başlıkları üstüne veya altına koyacağımız bir kaç kelimeyle güçlendirmek isteyebiliriz. Bu durumda da bu ekler, anlatmak istediğimiz asıl olay ve o vesileyle vermek istediğimiz ana düşünceyi boğmayacak şekilde olmalıdır.


Başlığın görevi ağırdır; o yazının özünü, esasını, konuyu, mesajımızı özetleyecektir. Burada temel kaygımız şu olmalıdır: Yazılan yazı, başlıktan son sözüne kadar, anlattığımız olayın bizde yarattığı öfkeyse öfkeyi, coşkuysa coşkuyu yansıtması gerektiğidir.


O duygularımızı yazıda hissettirmek, bir yazı için önemlidir.


Alt başlıklar ise (ara başlıklar da denilebilir) genel olarak bir yazının okunmasını, anlaşılmasını kolaylaştıran bir rol oynarlar. Alt başlıklar, bildirilerde, raporlarda, haberlerde, hemen birçok yazı türünde kullanılabilir.


Alt başlıklar, yazının belli bölümlerini ifade edebileceği gibi, yazı içinde öne çıkarılacak sözlerden, alıntılardan, vurgulardan da oluşabilir.


Sağlam bir yazı, kurallı bir yazıdır


Yazılarımızda dilbilgisi kurallarına genel olarak uyulmalıdır. Yazının anlaşılırlığı, her kelimenin yerli yerinde kullanılması, kurallara uymakla sağlanır.


Cümleyi oluşturan unsurların yerli yerinde bulunması, noktalama işaretlerinin, büyük küçük harf kurallarının doğru kullanılması, bir yazının anlaşılırlığı açısından da, önemlidir.


Yazıyı zenginleştirme araçları, kararında kullanılmalıdır


Yeri geldiğinde imgelere, benzetmemelere başvurulabilir, yeri geldiğinde şiir, yeri geldiğinde fıkralar kullanabiliriz Kitlelerde yer etmiş sembollere başvurabiliriz. Bunları yaparken önemli olan, abartıdan, özenticilikten, taklitçilikten kaçınmak, hepsini kararında ve yerli yerinde yapabilmektir.

Cümlelerin hep aynı yüklemlerle bittiği kısa metinler, bir yazı içinde kutu olarak özel bir vurguyu anlatabilir; ama bu tarz, bütün yazıyı kapladığında, yazının niteliğini bozan bir hal alır.

Zaman zaman yazılarımızı güçlendirmek için iradi olarak tekrara başvurmak, hayattan örnekler vermek, bir şeyin kolayca anlaşılabilmesi ve hatırlanabilmesi çok iyi bilinen olgulardan, olaylardan hareketle benzetmeler yapmak gibi yöntemler de kullanabiliriz. Aynı şekilde yazılarda tasvirlere, edebi bölümlere de yer verebiliriz.


Yer yer resimler kullanabiliriz yazılarımızı güçlendirmek için. Mesela karikatür eğer bizim anlatmak istediğimizi güçlendiriyorsa o da kullanılabilir.


Evet, resim, karikatür, tasvir, tekrar, devrik cümleler, şiirler, fıkralar, deyişler, bütün bunlarda önemli olan neyi nerede kullanacağımız konusunda hassas olmaktır.


Akıcılık bir yazı için önemlidir. Yazıdaki akıcılık, esas olarak düşüncelerimizdeki berraklığın sonucudur. O konuda bakış açımız ve söyleyeceğimiz net değilse, ortaya kuşkusuz dağınık ve akıcı olmayan bir yazı çıkar.


Dağınık, plansız bir yazı, akıcı olmayacaktır ve içinde istediği kadar zenginleştirici öğeler bulunsun, amacına ulaşamayacaktır.



Bir HABER neleri içermelidir?


Haber üzerinde özel olarak durmalıyız. Çünkü her çalışmamızda sürekli olarak bir şeyler yapıyoruz ve sürekli olarak gündemi yazıyoruz.


Haber yazımında yüzlerce yıllık birikimler sonucunda çıkmış bir kural vardır: "5 N 1 K" diye formülleştirilen bu kural, bir haberde olması gerekenleri anlatır.


5N-1K şunlardır:

 
— Ne olmuş?

— Nasıl olmuş?

— Ne zaman olmuş?

— Niçin (hangi sebeple) olmuş?

— Nerede olmuş?

— Kim (kimler) yapmış?


Her haber yazımızda bunların cevabı bulunmalıdır. Biz her haberi belli bir amaçla yaparız. Bu anlamda haber, 5 N 1 K dışında bu amacı da içermelidir. Bir haber yazısı yazmışsak, orada, verdiğimiz habere ilişkin biz ne diyoruz, aktardığımız olay, iyi bir şey midir, kötü bir şey midir, kime yaramıştır, haber bunları da içermelidir. Bu değerlendirmeyi her zaman yazının bir yerinde “bu iyidir, kötüdür” diye yazarak vermemiz gerekmez. Mesela, yazı için kullandığımız başlık, seçtiğimiz diğer ifadeler, zaten iyi mi kötü mü dediğimizi de ortaya koyabilir.


Yorumlar içinde, haberin kendisi kaybolmamalıdır. İşin ajitatif, propagandif kısmını yazarken, nerede, ne olmuş, nasıl olmuş, onların anlatımı es geçilmemelidir.


Keza, haberlerde, abartıdan, belirsizlikten kesinlikle kaçınılmalıdır. Haber yazıları kısa, anlaşılır cümlelerden oluşmalıdır.



Bir Bildiride nelere dikkat etmeliyiz?


Bir bildiri "Mümkünse tek yaprak olmalı. Bir dakikada okunabilecek kadar kısa ve net olmalı.

Renkli olmasında, hatırda kalacak simgeler barındırmasında yarar var.


Bildiri alınıp saklanmak üzere değil o an okunup atılacak bir malzeme gibi düşünülüp kaleme alınmalı ve öyle bir mizanpaja konulmalı."


Konuyu, en özlü, en anlaşılır, en yalın şekilde anlatmalıdır.


Genel ve uzun tahliller içeren, konuyla doğrudan ilgili olmayan yanlardan söz eden girişlerden kaçınılmalıdır.

Dil ve üslup sade olmalıdır. Anlamı herkes tarafından bilinemeyecek olan, çok kullanılmayan, yabancı kelimeler kullanmamalı, uzun, ağdalı cümleler kurulmamalıdır.


Özellikle tek sayfalık bildirilerde, dolaylı, imalı, ironik (alaycı) ifadeler genel olarak kullanmamalıyız. Espri yapalım diye, ucu açık cümleler kullanılmamalıdır.


Bildirinin biçimi özenli, baskısı temiz olmalıdır. Biçimdeki özen, iddianın, ciddiyetin ifadesidir. Üzerindeki metin yamuk yumuk basılmış, okunaksız, kirli baskılı bir bildiri, içindekiler ne kadar doğru ve etkili olursa olsun, insanlarda olumsuz bir düşünce yaratacaktır.


Herkesin bildirinin tümünü okumayabileceğini düşünmeliyiz; bu anlamda da bildirilerde spotlar kullanmalıyız ve bildirinin başlığı ve spotları, konunu özünü vermelidir.


Başlık ve spotlar, aynı zamanda bildirinin tamamını okumayı teşvik edici de olmalıdır.

Bildiride, imza, eğer belli bir yere somut bir çağrı yapıyorsak, okuyanın ulaşabileceği bir adres, internet adresi ve benzeri olmalıdır.



Yazmak, kendimizi denetlemek, sınamaktır

 
Düşüncelerimizi yazıya aktarırken, bazen o konudaki bilgimizin yetersizliğini somut olarak görürüz. Veya o noktadaki düşüncelerimizin tutarlılığının henüz tam oturmadığını fark ederiz. Her iki durum da bizim önümüze yeni okuma, eğitim, tartışma görevi koyar.


Yazmanın geliştirici yanı da zaten, bize kendi eksikliklerimizi göstermesi ve araştırmaya, öğrenmeye teşvik etmesidir. Bu anlamda, haber ve seminer notu yazma görevi alan her kişi, bunu kendisi için bir sınav ve eksikliklerini gösteren bir çalışma olarak görmelidir.



İnandırıcılık, yazının temel gücüdür


Bir yazının en temel unsuru "İnandırıcılığı’dır”. Yazının iyi, başarılı bir yazı olup olmaması buna bağlıdır. İnandırıcılığın temel noktası ise, yazdığımızın gerçeğin üzerine oturmasıdır. Bu yapılmadığı takdirde, yazının inandırıcılığı ortadan kalkar.


Abartan şunu bilmelidir ki, o abartı bir biçimde görülür, hissedilir. Yazı yazanlar, çoğu zaman yazılarını daha güçlendirmek için "abartı"ya başvururlar. Ama yazarken hiç unutmayalım ki, güç, gerçektedir. Hiçbir abartı, bir yazıyı gerçekten daha fazla güçlendiremez. Yazıyı okuyan, anlatılanda, gerçekleri görmelidir.


Yazarken o yazıyı okuyacak olanları gözümüzün önünde canlandırmalı, onlar yazdığımızı nasıl anlayacak, nasıl yorumlayacak, “acaba yazımızda söz ettiğimiz şu olayı biliyorlar mıdır?” diye düşünülmelidir. Yani kısacası, yazan, kendini okuyanın -okuma ihtimali olanların- yerine koymalıdır.

Bitirirken, son bir öneri olsun: yazı konusunda hiç çekinmeyin, doğal olun, güvenli olun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder